Biriktirmek
İnsan biriktirmeyi sever.
Anı biriktiririz en çok, hisleri biriktiririz. (zaman aktıkça elimizde
olmadan birikiverirler zaten, en kolaylarıdır o yüzden) Yaşayan herkesin ister istemez yıllar sonunda
geriye baktığında geçen yılları ve anıları vardır. Biriktirdiğimiz
arkadaşlıklar vardır, onların dostluğa dönüşenleri vardır, benzer düşünen
zihinler, aynı hisseden kalpler vardır.
Tecrübe olarak adlandırıp geçtiğimiz ama aslında istemeden biriken acı
anlar da vardır. Nerde duydum hatırlamıyorum; ''O ateş seni kül etmiyorsa
pişirir evlat!'' gibi özlü sözlerle
avuntu bulunan yıkılmadım ayaktayımcılıklar vardır.
Biriktirmek olgunlaştırır mı ki insanı? Yük olmaktan çıkarıp
kullandığımız birikintiler ileriye götürür mü her zaman? Yoksa yol bir çemberse
ve biz ilerliyorsak, en başa mı döneceğizdir? Peki ya annem böyle pasta yapmayı
nerden öğrendi! (Ve bu reklam izleyen jenerasyondan beklenen hareketti, tamam
geçti. )
Bilgi-....... diyince neyle doldurursunuz boşluğu? Bingo,
birikim! bilgi de birikir, en çok da o birikir. Mi acaba? En zor da o birikir.
Yıllar boyunca işimize yarasa da yaramasa da bir şekilde aklımıza sokmaya
çalıştığımız ders yığınları ve kendimizi bir robota dönüştürme çabalarımız. Doldur-boşalt,
oku-geç, depola-unut; usp'msi akıllar düşünemezler. Neden, çünkü akışına
bırakmaya alışmışlardır. Başkalarının, ki o başkaları düzen oluyor, düzenin
emir komuta zincirine göre doldurulup boşaltılırlar. Yapılması gerekeni
yapmaktan düşünmeye vakitleri yoktur. Hissetmeye vakitleri yoktur, soru sormaya vakitleri yoktur. Hızlıca
büyümeleri gerekmektedir, büyüyüp adam olmaları gerekmektedir. Çookça
biriktirmeleri gerekmektedir, gerekli gereksiz, non-stop.. Arada bir teklemediğimiz oluyor mu tabi ki
oluyor, ama kısa sürüyor, çünkü kısa sürmek zorunda, zaman bu kadar hızlı akarken
ve rakip olarak kodlanan insancıklar yürümeye pardon koşmaya devam ederlerken
tereddüt edip neyi neden yaptığına dair soru sormaya ne gerek iwlağdım? Durma
sen koş...
Söz niye buraya geldi ki? Böyle planlamamıştım, geri
sarıyorum. Fıtı fıtı fıtı(!)
Bilgi de birikir, tek başına birikmemesi gereken yegane şey,
katıksız biriken bilgi kibir yapar, az kalpten eklemek gerekir, vicdan eklemek
gerekir, azıcık da yaşanmışlıklardan, biraz da dost akıllarından ödünç alıp
şöyle bir karıştırıp ortaya şöyle mütevazi bir o kadar da oturaklı ve kendinden
bir yaklaşım çıkarırsa insan, hiçbir şeyi öylesine biriktirmemiş demektir.
Sindirmiş, sormuş, cevabını bulamasa da hala arıyor demektir. Ve arayışı hiç
bitmeyecek insanın birikintileri de hiç bitmeyecektir. Masallar her zaman mutlu
sonla biterler, o yüzden masaldırlar, ama sonlu gerçekliğimizdeki arayışımız
doğru ya da yanlış hep bir değişim içinde olacak, aynı hayat gibi hareket hiç
sonlanmayacak, ve biz sırtımızdaki torbaya yeni şeyler atarak yürümeye devam
edeceğizdir..
Sonsuza kadar durmamak, biriktirmek dileğiyle;
Nice güzel anılar, sorular, bilgiler, dostlarla...
20.02.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder