21 Şubat 2015 Cumartesi

Biriktirmeyi Seven İnsan

Biriktirmek


İnsan biriktirmeyi sever.  Anı biriktiririz en çok, hisleri biriktiririz. (zaman aktıkça elimizde olmadan birikiverirler zaten, en kolaylarıdır o yüzden)  Yaşayan herkesin ister istemez yıllar sonunda geriye baktığında geçen yılları ve anıları vardır. Biriktirdiğimiz arkadaşlıklar vardır, onların dostluğa dönüşenleri vardır, benzer düşünen zihinler, aynı hisseden kalpler vardır.  Tecrübe olarak adlandırıp geçtiğimiz ama aslında istemeden biriken acı anlar da vardır. Nerde duydum hatırlamıyorum; ''O ateş seni kül etmiyorsa pişirir evlat!''  gibi özlü sözlerle avuntu bulunan yıkılmadım ayaktayımcılıklar vardır.

Biriktirmek olgunlaştırır mı ki insanı? Yük olmaktan çıkarıp kullandığımız birikintiler ileriye götürür mü her zaman? Yoksa yol bir çemberse ve biz ilerliyorsak, en başa mı döneceğizdir? Peki ya annem böyle pasta yapmayı nerden öğrendi! (Ve bu reklam izleyen jenerasyondan beklenen hareketti, tamam geçti. )

Bilgi-....... diyince neyle doldurursunuz boşluğu? Bingo, birikim! bilgi de birikir, en çok da o birikir. Mi acaba? En zor da o birikir. Yıllar boyunca işimize yarasa da yaramasa da bir şekilde aklımıza sokmaya çalıştığımız ders yığınları ve kendimizi bir robota dönüştürme çabalarımız. Doldur-boşalt, oku-geç, depola-unut; usp'msi akıllar düşünemezler. Neden, çünkü akışına bırakmaya alışmışlardır. Başkalarının, ki o başkaları düzen oluyor, düzenin emir komuta zincirine göre doldurulup boşaltılırlar. Yapılması gerekeni yapmaktan düşünmeye vakitleri yoktur. Hissetmeye vakitleri yoktur,  soru sormaya vakitleri yoktur. Hızlıca büyümeleri gerekmektedir, büyüyüp adam olmaları gerekmektedir. Çookça biriktirmeleri gerekmektedir, gerekli gereksiz, non-stop..  Arada bir teklemediğimiz oluyor mu tabi ki oluyor, ama kısa sürüyor, çünkü kısa sürmek zorunda, zaman bu kadar hızlı akarken ve rakip olarak kodlanan insancıklar yürümeye pardon koşmaya devam ederlerken tereddüt edip neyi neden yaptığına dair soru sormaya ne gerek iwlağdım? Durma sen koş...

Söz niye buraya geldi ki? Böyle planlamamıştım, geri sarıyorum. Fıtı fıtı fıtı(!)

Bilgi de birikir, tek başına birikmemesi gereken yegane şey, katıksız biriken bilgi kibir yapar, az kalpten eklemek gerekir, vicdan eklemek gerekir, azıcık da yaşanmışlıklardan, biraz da dost akıllarından ödünç alıp şöyle bir karıştırıp ortaya şöyle mütevazi bir o kadar da oturaklı ve kendinden bir yaklaşım çıkarırsa insan, hiçbir şeyi öylesine biriktirmemiş demektir. Sindirmiş, sormuş, cevabını bulamasa da hala arıyor demektir. Ve arayışı hiç bitmeyecek insanın birikintileri de hiç bitmeyecektir. Masallar her zaman mutlu sonla biterler, o yüzden masaldırlar, ama sonlu gerçekliğimizdeki arayışımız doğru ya da yanlış hep bir değişim içinde olacak, aynı hayat gibi hareket hiç sonlanmayacak, ve biz sırtımızdaki torbaya yeni şeyler atarak yürümeye devam edeceğizdir..

Sonsuza kadar durmamak, biriktirmek dileğiyle;

Nice güzel anılar, sorular, bilgiler, dostlarla...




20.02.2015